
Şampiyonlar Ligi’nin üçüncü maçında temsilcimiz Galatasaray sahasında Norveç takımı Bodo/Glimt ile karşı karşıya geldi. Sarı – kırmızılılarda mücadele öncesi İlkay Gündoğan’ın sakatlığı moral bozarken, Teknik Direktör Okan Buruk yıldız oyuncunun yerine Yunus Akgün’e şans verdi.

3. dakikada Victor Osimhen’in golüyle 1-0 öne geçen sarı – kırmızılılar maça fırtına gibi başladı. 33. dakikada Osimhen bir kez daha sahneye çıktı ve ilk yarının skorunu belirledi: 2-0.

Mücadelede dakikalar 60’ı gösterdiğinde Osimhen’in baskısıyla kazanılan topu Yunus Akgün filelere göndererek farkı üçe çıkardı. 75. dakikada Helmersen ile Bodo/Glimt skoru 3-1’e getirse de mücadelede başka gol olmayınca Galatasaray sahadan üç puanla ayrılan taraf oldu. Bu skorun ardından puanını 6’ya yükselten sarı – kırmızılılar Şampiyonlar Ligi’nde 14. sıraya yükseldi. Galatasaray’ın bu zorlu mücadelesini Fanatik yazarları sizler için analiz etti:

SERKAN AKCAN | AHTAPOT
Galatasaray için hem İlkay hem Sara’nın olmadığı bir oyun bu dönemde düşünülmesi bile zor durumdu. Bodo karşısında bu ikiliden yoksun oynanan ilk 45 dakikada Osimhen, Yunus ve Sane’nin ön alandaki bire bir baskı iştahları Galatasaray’a 2 gol birden getirdi. Galatasaray, Başakşehir maçında akan oyunda sete yerleşmişken Sane’yi önce İlkay peşinden Sara ile savunma arkasında topla buluşturmuş ve gol portföyüne yeni bir silah eklemişti. Okan hoca Bodo’ya karşı Sara ve İlkay’sız bir kadroyla büyük riski sırtlanıp topa hükmetmek yerine topun karşısında pozisyon almayı seçti ve büyük kazandı. Pas yapan rakibe karşı yüksek şiddette baskıyı uzun süre yapabilen Sane ve arkadaşları harika bir iş çıkardılar. Başakşehir maçının yıldızı Sane, o kadar iştahlı gitti ki baskılara Osimhen’in golünün birinin hazırlayıcısı, diğerinin tetikleyicisiydi.

Osimhen farkı
Osimhen ile Sane dün gecenin iki yıldızıydı. Osimhen sahadayken Galatasaray, ön alan baskısını yaparken bir ahtapot gibi rakibini sarıyor. Nijeryalı santrfor büyük fark yaratıyor, baskıya o kadar iştahlı gidiyor ki aniden yön değiştirip hızlanıyor, rakibin dengesini bozuyor, bir şekilde topu söküyor. Dün 2 tane baskı sonrası gol attı ama en az 3 tane de kaçırdı. Galatasaray Bodo’ya karşı aynı tipte 3 tane gol attı. Başakşehir maçını izleyip analiz eden rakibini tek kelimeyle ters köşeye yatırdı Okan Buruk. Galatasaray, Liverpool galibiyeti sonrası Bodo’yu yenerek aslında zaferin sağlamasını yapmış oldu. İİlk 8 hedefi için büyük bir adım attı.

BURAK ÖZDEMİR | GALATASARAY’IN SPARTAKÜS’Ü
Galatasaray dün gece Rams Park’ta öyle bir maça çıktı ki… Kazansa üç puan ve iddiasını sürdürmekten başka bir şey kazanamayacağı, ancak kaybetse çok büyük şeyler kaybedeceği türden bir maçtı. Geçen sezonun yarı finalistini özellikle ilk yarıdaki çok iyi oyunla devirmeyi bildi Galatasaray! Bu galibiyette birçok iyi şey vardı, ancak aksayan yönler de yok değildi.

OSIMHEN BİR RÜYA GİBİ
Osimhen bu takımın sadece golcüsü değil, her şeyi! En önde baskıya gidiş şekli bile takımı ve tribünleri ateşlemeye yetiyor. İki gol attı, bunlardan daha değerli olan ise üçüncü goldeki çabası! Osimhen’i insanların daha iyi anlaması için Spartaküs benzetmesi yapmak yanlış olmaz sanırım. Spartaküs, eski Roma’daki arenada gladyatör olarak öne çıkan ve halkı peşinden sürükleyen bir liderdir. Hem mücadeleci ruhu hem de gücüyle tanınır. Osimhen’in sahada attığı goller ve yaptığı asistler, takımını da peşinden sürüklüyor ve galibiyet için güçlü bir önderlik sergiliyor, tıpkı Spartaküs’ün gösterdiği gibi. Osimhen’e Lemina, bir gece önce babası kalp krizi geçiren Torreira ve Leroy Sane de eşlik etti. Sane, Başakşehir maçının ardından bu maçta da sahanın en iyilerindendi. Yavaş yavaş ritmini buluyor.

GALATASARAY’IN İKİ BÜYÜK SORUNU
Galatasaray’ın iki büyük sorunu kronikleşmeye doğru gidiyor. Bunlardan biri Mauro Icardi, diğeri ise Barış Alper Yılmaz… Mauro Icardi’nin oyuna girdiği maçların geneli rakip lehine tek kaleye dönüyor. Çünkü ileri gönderilen her top duvara çarpar gibi geri geliyor. Icardi fizik olarak gerçekten bu Galatasaray’ın forveti olmaktan fersah fersah uzakta! Bir an önce kendini toparlaması lazım. Barış Alper’e gelecek olursak; tribünlerin küçük bir kısmından gelen ıslık seslerine katılmasam da ‘siyah ekran’ paylaşımı yaptığı günden beri iyi oynadığı tek maç Liverpool maçıydı! Galatasaray taraftarlarının bir kısmının ona tepki göstermesini de anlayışla karşılamalı çünkü insanların ondan beklentisi var. Taraftarı bu beklentiye sokan da geçmişte gösterdiği muhteşem performans. Yine yapabilir, yapacak da!

TUNÇ KAYACI | EMİN ADIMLARLA YOLA DEVAM
RAMS Park’ta muhteşem bir ilk yarı izledik. Maç öncesi İlkay’ın sakatlık haberi herkesin canını sıktı ama Lemina adeta “Ben buradayım Torreira ile biz bu gecelik hallederiz” dedi, orta alandaki etkili futboluyla. Daha maçın başında gelen ilk golle hem futbol hem de psikolojik olarak üstünlüğü ele geçirirken rakibi de şaşırttık. Hemen hemen 30-35 dakika nefes aldırmadan yapılan pres ve bunun sonucu gelen 2. golle her şey istediğimiz gibi gitti. Tabii ki bu arada Bodo’nun ilk yarı biterken organize olmadan bizim hatamızdan gelen bir golü kalemizde görebilirdik ama şans bizim yanımızdaydı. Genel anlamda panik yapmadan sabırlı ve rakibe geniş alan bırakmadan kontrollü bir futbolla soyunma odasına girdik. İlk yarı bir başka olumlu görüntü Başakşehir maçının yıldızı Sane’nin performansıydı. Alman yıldızdan beklenen çalımlar, sprintler işte bu dedirtti. Tabii ki avantajlıyız ama ikinci yarının çok da kolay geçmeyeceğinin bilincindeydik. Çünkü rakibin oynadığı 2 maçı da 2-2 bitirdiğini unutmamak gerekiyordu…

Alkışlar Buruk’a
Nitekim ikinci yarıda baskı yedik ama skoru 3-0 yapmamız bizi oldukça rahatlattı. Rakibin oyun disiplininden kopmadan set oyunu karşısında çok koştuk çok iyi mücadele ettik ve sayısız net pozisyonlar kaçırdık ve geceyi hak ettiğimiz bir galibiyetle kapattık. Gerçekten kolay kolay havlu atmayan, fizik gücü yüksek bir rakip karşısında Şampiyonlar Ligi’nde yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Gecenin yıldızları Osimhen ve Sane’ydi, iki yıldız da bu seviyede nasıl oynanırı futbollarıyla gösterdiler. Bir tebrik de tabii ki Okan Buruk’a. Tecrübeli hoca oynattığı futbol ve aldığı başarılı sonuçlarla Avrupa karnesini hızla düzeltiyor ve geçmiş yıllardaki başarısız performansı tersine çevirmeyi başladı.

UMUT EKEN | KAS AĞRILARIYLA
Bodo Glimt erken gole rağmen sinir bozucu bir sabır ve soğukkanlılıkla devam etti. Galatasaray, skoru almışken hücum presin dozunu düşürebilirdi ama yapmadı. İİki ekip de başlangıç planına sadık kaldı. Oyun ciddi anlamda fiziksel olarak zorlayıcı hale geldi. Ligimizin standartlarının çok üstünde bir tempo ve oyun süresine çıkıldığını not alarak devam edelim. Norveçliler, düdükten sonra bile soluklanmadan oyuna başladı. Galatasaray’ın mücadele seviyesini de yukarı çeken buydu. Her saniyesinde efor gerektiren bir oyuna evrildi sahadaki. Plana bağlı kalmak ve önde baskıyla oynama çabası meyvesini verdi, Galatasaray farkı ikiye çıkardı. Okan Buruk, Bodo Glimt’in koşu mesafelerine çıkılamayacağını hesap etmiş olmalı. Tıpkı diğer Avrupalılar gibi. Eforu, ön alan baskısıyla kullanmayı planlamış. Ve fırsatını bulduğunda da 4 hızlı; Sane, Yunus, Barış ve Osimhen’le boş alan kovalamayı.

Bu anlamda planın tamamen işlediğini gördük. Galatasaray, neredeyse set oyununda pozisyon bulmadan, çok net fırsatlar yakaladı. Ya kazandığı toplarla ya da geçiş oyunu ile. Osimhen ve Sane, kariyerlerinin son vuruş standartlarını tutturabilseler, çok daha ciddi bir fark olabilirdi. Ancak oyun değişmezdi. Zira Bodo Glimt uzatmalara kadar çok zorlayıcı ve yıpratıcı bir ısrarla sürekli denedi. Galatasaray’ın sonuna kadar mücadele etmek mecburiyetinde kaldığı bir oyun çıktı ortaya. Lemina ve Toreira’nın 26. dakikada soluklanma ihtiyacı duyduğu; Barış, Yunus ve Osimhen’in 65-70’lerde enerjisinin tükenmeye başladığı bir kapışmaydı dün geceki. Galatasaray, Türkiye liginin standartlarının üzerine çıkarak ve belki de iki katı efor sarfederek kazandı. Liverpool maçındaki gibi. Kramp, kas ağrısı, sertleşen adaleler.. Galatasaray, sahaya adım atan her oyuncusunun fiziki bedeller ödediği, çok hak edilmiş bir galibiyet kazandı. Rakibinden 10 km daha az koşarak üstelik ama daha fazla savaşarak.. Bu standardı korumak Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi macerasını renklendirecek.